Marvel ve
DC yapım şirketlerinin ürünü olan bu kahramanlar oldukça kült
kahramanlardır.Özellikle Marvel karakterlerinin bir çoğunun Hulk,İron
Man,Thor,Kaptan Amerika’nın Stan Lee’nin elinden çıktığını belirtmek
gerekir(ayrıca Stan Lee filme uyarlanan birçok eserinde figuran görevi
görmüştür).
Stan Lee
Şunu da belirtmek gerekirse Stan Lee ‘nin 1942’de
A.B.D’nin İkinci Dünya Savaşına girdiği sırada erkekleri savaşa yazılmaları
konusunda cesaret vermesi açısından Kaptan Amerika(Yüzbaşı) yaptığını
bilmekteyiz.Bu da gösteriyorki televizyonun olmadığı bir dönem olması, sinemanında kitleleri
etkilemek açısından yeterli olmamasından dolayı çizgi romanları piyasa sürülmüştür.
Kaptan Amerika Hitleri Tokatlıyor
Yapımcılar ve senaristler ise yeri gelir yeni oluşturulmuş
hikayelerle yeri gelir değiştirme yapmaksızın beyazperdeye aktarırlar süper
kahramanlarımızı.Spider-man filminde Peter Parker’ın amcası Ben Parker’ın
sözünden yola çıkarak açıklamak gerekirse’Büyük güç büyük sorumluluk
gerektirir’. Peki sadece süper güçlere sahip kahramanlarımızın mı olmak zorunda
kaldıkları bir durumdur güçlerine sahip çıkmak? Çizgi romanlarında ve çizgi
filmlerinde bütün çocukluk anılarımızın ve hayal dünyamızı geliştiren kahramanlarımızı
ne kadar iyi sinemaya uyarlıyorlar?
İlk üzerinde durmak istediğim süper kahramanımız ‘Hulk’
olacak. Hepinizin neyin üzerinde duracığımı tahmin ettiğinizi biliyorum. Bu
kahramanımız Hollywood’un en istikrarsızlarından biri.2003’te Ang Lee’nin çektiği
ilk filmin hatırı sayılır bir oyuncu kadrosu vardı. Eric Bana, Jennifer
Connelly gibi oyuncuların hayat verdiği film, uyarlama filmlere yapacağım eleştirilerinin
en iyi örneği. Hulk aslında Bruce Bunner adında ordu için Kaptan Amerika’dan
sonra süper güçlü asker projesinin doktorlarından biriydi. Ama kör talih
yanlışlıkla onu yapmak istediği kapsüle kendisini düşürerek onu ilk denek
yapmış ve mutasyona uğratmıştır.Stan Lee ve Jack Kirby Hulk’ın Frankenstein’tan alıntı yapılarak
yazıldığını söylenmiştir.Nitekim de öyle olmuştur mutasyondan hemen sonra
doktorlar’Aman Tanrım bir canavar yarattık’ diye zılgıt çekmişler Bruce Bunner'ı hedef tahtasına oturtmuşlardır.Bundan sonrası daha acıdır ki sevgilisinin general
babası tarafından ele geçirilip galiba çeşitli işlerde kullanılmak üzere
yakalanmak istenen hiç yerinde olmak istemediğimiz birisine dönüşmüştür. İnsanlardan
uzak bir hayat yaşama telaşına düşmüş fakat gaddar kayınpedirinin onu rahat
bırakmaması yüzünden diken üzerinde hayatını idame ettiren birisidir artık.
Deviz diye sevemiyecekmiyiz?
Şunu bilmek
gerekir ki diğer süper kahramanlar gibi bu işe isteyerek giren bir adam değildi
hatta bu süper güçlerinden kurtulmak istiyordu. Spiderman olan Peter
Parker sevgilisi Mary Jane’nin yanında
istediği kadar durabilir kostümüyle gezebilirdi veya Tony Stark sevgilisi Pepper
ve cümlealemin karşısında zırhıyla durabilirdi çünkü onlar yapmak istedikleri
kendi tasarladıkları kostümleri giyiyorlardı bunlar övünç kaynaklarıydı onlar
için Amerika’yı ve Dünya’yı düşmanlardan uzak tutmakta böbürleniyorlardı. Bizim
mazlum Hulk’ın ise dönüştükten sonra sadece altında kalan yırtık pantalondan
başka alternatifi yoktu.Burada süper kahramanların karizmalarının da devreye
girdiğini söyleyebilirim.
Bruce Bunner’ın Hulk
formuna dönüştükten sonra neredeyse bir dağ trolüne benzemesi yüzünden insanlar
tarafından iğreti görülmüştür.(aslında her defasında Amerikan halkının götünü
kurtardığını söylemek gerekir) Artı olarak da Hulk bilinçli olarak dönüşen ve
dönüştükten sonra ne yapacağını bilen biride değildi.Bu akıl kaybına uğrama
konusuna girecek olursak diğer Marvel karakterlerinden Fantastik Dörtlü’nün Ben
Grimm’de gördüğümüz mutasyon sonucu taş adama dönüşmüş olmasına rağmen kendisinin
akıl melekelerini kaybetmediğini görmekteyiz(ancak onun handikabı tekrar insan
bedenine dönememesi).Mesela başka bir örnek ise Spiderman filmindeki Norman
Osborn’un kendisine serumu enjekte ettikten sonra gücünü kendisi kontrol
etmesine ve insan formunda olmasına rağmen hırslarına engel olamamasından
dolayı kötü bir karakter olarak kalması.Aslında bu verdiğim örneklerin çoğunu
diğer Marvel yapımlarında da görebilirsiniz ben sadece isim verdim. Marvel
yapımları karakterlerin güçlerinden çok onları niçin kullandıklarına bakıyor diyebiliriz.
Son on beş yıldaki
ilk Hulk filmini değerlendirdikten sonra 2008 yılında çekilen diğer film,
The İncreble Hulk filmini gördükten ilk çekilen filme göre nispeten daha iyi
bir film diyebilirim.Karşımıza bu sefer Edward Norton,Tim Nort ve Liv
Tyler(bana kalırsa kendi yaşadığım dönem itibariyle Hollywood en güzel
kadınlarında biri) gibi ünlüler filme hayat veriyor.Bu filmden ufak bir detay vermek gerekirse ileriye
dönük seneristlerin yaptığı ufak bir hata dikkatimi çekmedi değil. Marvel
kahramanlarıyla Avengers ekibini kuran Nick Fury(Samuel L.Jackson)nin yerine
Tony Stark(Robert Downey jr.) ın bu işe giriştiğini kısa bir dipnot olarak
vermek gerekir.
Liv Tyler(çilek yemenin miladı)
2012 yılındaki The Avangers filminde Yeşil Dev karakterini Mark
Ruffalo canlandırıyor.Aslında burada da asıl problem yine ortaya çıkıyor Hulk
filmde nasıl olmalı.Dönüşmeden önce kendini insanlardan sakınan dünya
işlerinden elini etiğini çekmiş biri mi yoksa gücüne sadece salt gücüne muhtaç
olunan biri mi?Hulk’ı ilk etapta Avengers ekibine almanız bir şey değiştirmez ki
adam dönüştüğü zaman idealleri olmayan birisi ama Bruce Bunner halinde gayet
işinde gücünde olan bilimsel deneyler peşinde koşan bir adam.Ki filmde de bunu
görmek mümkün Avengers filminde yapılamayan en büyük ayrım ilk Hulk’a dönüştüğü
sahnede neye saldıracağını bilemeyen Hulk filmin sonunda gayet ekibin bir
elamanı olarak görev ve sorumluluklarının bilincindeydi.
Hulk diğer afişe göre daha öndeydi
Velhasıl üç filmde de incelemeye çalıştığımız Hulk filmi, yönetmenlerin ve senaristlerin yorumlamasından oldukça uzak sadece sinemasal olarak görsel yönden izleyiciye bir şeyler gösterme çabasına girilmiştir.İşte bu yüzdendir ki Hulk beyaz perdede oyuncusuyla özdeşleşemeyen bir süper kahraman(bundan haberi yok tabi) olarak dünya sinema tarihine geçmiştir.Gelecek yazımda diğer süper kahramanları ele almak üzere(Nolan’ın çektiği Batman üçlemesi hariç)…